Vizyon 100 çalışmaları ile sektöre ışık tutuyor

Vizyon 100 kurucu üyesi Bülent Kutlu,Vizyon 100 büyük oranı genel müdür (CEO) , belli bir oranı da önemli holding ve kurumların genel müdür yardımcılarından olmak üzere yaklaşık 300 üst düzey yöneticiden oluşan, dijital dönüşüm ve şirketler arası işbirliklerini merkeze alan iletişim ve etkinlik platformudur. Faaliyetlerine 2017 yılında başlamıştır.

Platform 2021 yılında 5. Dönem faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Platform şu ana kadar her birisinde ortalama 150 yöneticinin katıldığı 20’yi aşkın sayıda yüz yüze, her birisinde ortalama 250 üst düzeyin katıldığı 2 adet Dijital CEO ve Liderler zirvesi gerçekleştirmiştir.  3. Zirve 8 Eylül 2021 Çarşamba akşamında yaklaşık 200 CEO/Genel Müdür katılımıyla gerçekleşecektir. ‘Dijital CEO’ ve ‘Dijital CxO’ markalarının da sahibi olan platform 2020 yılı ve 2021 yılı ilk çeyreğinde 40’ı aşan sayıda sanal toplantı gerçekleştirmiştir. Her bir toplantıda 10 üst düzey yöneticinin yer aldığı toplantılar sonucunda 400’e yakın yönetici pandemi sonrası dönem için fikirlerini paylaşmışlardır. Bu toplantılar sonucunda Dijital CEO I. Dönem ve II. Dönem raporları, Dijital CxO  I. Dönem ve II. Dönem raporları yayımlanmıştır. Platform şu ana kadar 3 adet kitap yayımlamıştır. Her bir kitapta 100’ü aşkın sayıda üst düzey yöneticinin görüş sayfasına yer verilmiştir. Kitapların dijital kopyalarına internetteki adreslerimize ulaşmak mümkündür” dedi.

Farklı kurumlardan 300 yönetici bir araya getirildi

Vizyon 100 çatısı altında Dijital CEO ve Dijital CxO başlıklarında 40 sanal toplantı gerçekleştirdiniz. Neler konuştunuz, ne gibi sonuçlar ortaya çıktı değerlendirir misiniz?

Vizyon 100 platformu olarak Mayıs 2020-Mayıs 2021 döneminde Dijital CEO ve Dijital CxO başlıklarında 40 sanal toplantı yapıldı. Bu sanal toplantıların her birine yaklaşık 10 yönetici katıldı. Böylelikle büyük çoğunluğu CEO ve Genel Müdür olmak üzere farklı kurumlardan 300 yönetici bir araya getirilmiş oldu. Sanal toplantılarda pandemi de şirketlerimiz neler yaşadılar, nasıl çözümler buldular ve pandemi sonrasına döneme nasıl hazırlanıyorlar gibi konularda cevaplar alınmaya çalışıldı. Her bir toplantıda veriye dayalı sonuçlar elde etmek için 2 soruluk canlı anketler yapıldı. Bu toplantılar sonunda 4 adet rapor yayımlandı.

‘Dijital Çağ’ gerçek anlamda başladı

Toplantılarda neler konuşulduğunu özetlemek gerekirse şirketlerimiz “Hibrit Çalışma”, “Yeni Liderlik Anlayışı”, “Hızlı ve Çevik Olmaya Yatırım”, “Hızlı Adaptasyon”, “Çoklu Beceriye Sahip Çalışanlar”, “Dijital ve Kültürel Dönüşüm”, “Değişen Müşteri Deneyimi”, “Sürdürülebilirlik” ve “Z Kuşağı” konularını pandemi sonrası dönemde daha fazla ele alacaklar gibi görünüyor. Özetle pandemi öncesi döneme hiçbir şey olmamış gibi dönülemeyecek. Hızlı ve çevik olan şirketlerin büyük olanları yutacağı bir dönemdeyiz artık. Dijital Çağ gerçek anlamda başladı diyebiliriz.

Yeni dönemde bu meslekler tercih edilecek

Yeni dönemde hangi mesleklere daha fazla ihtiyaç duyulacak. Özellikle iş bulmak isteyen üniversite tercihi yapacak gençlere hangi tüyoları vermek istersiniz?

Pandemi etkisiyle tahmin edilebildiği üzere bazı sektörler diğer sektörlere göre avantajlı hale gelmişlerdir. «Sağlık», «Telekom», «Bilişim ve Teknoloji», «Gıda», «Ambalaj», «Kimya», «Temizlik Ürünleri», «Zincir Market», «Enerji», «E-ticaret», «Kargo ve Lojistik», «Şans Oyunları ve Çevrimiçi Bahis », «Sigorta», «E-oyun» ve «Finans» sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ekonomik büyüme açısından diğer sektörlerde yer alan kurumlara göre daha şanslı durumdadırlar. İş bulmak isteyen gençlerimiz bu sektörlerde hangi ihtiyaçların daha fazla olacağını düşünerek hareket etmeliler. Bunların ötesinde yazılım, dijital dönüşüm, e-ticaret, veri analitiği, sağlık, psikoloji gibi alanlardaki mesleklerin çok öne çıkacağını ön görüyoruz. Gençlerimiz üniversite tercihlerinde bunlara da dikkat etmeliler. Devletlerin yukarıda belirtilen bu sektörlere önümüzdeki dönem daha fazla yatırım yapacakları hesaba katıldığında “Teknoloji Girişimleri”ne odaklanan gençlerimizin daha şanslı olacaklarını düşünüyoruz.

Pandemiye hazırlıksız yakalanan firmalar çalışanlarına sorumluluğunu yerine getirmedi

Yapılan anketlere göre çalışanlar pandemi döneminde şirketlerin kendilerini desteklemediği yönünde görüş bildirmişlerdir. Zorlu süreçte kendileriyle yeterince ilgilenilmediği, şirket içerisinde çalışanlar arasında ayrımlar yapıldığı, psikolojik desteğin yeterince yapılmadığı, iletişimlerin düzgün ve etkin şekilde yürütülmediğini ifade etmişlerdir” diyorsunuz. Konuyu değerlendirir misiniz ?

Burada aslında ifade edilmek istenen nokta pandemiye hazırlıksız yakalanan şirketlerin özellikle çalışanların motivasyonu konusunda yetersiz kalmalarıdır. Elbette bu anket sonuçları sektörlere, şirketlere ve hatta fonksiyonlara göre farklılık gösterecektir. Bununla birlikte genel durum pandemi de şirketlerin büyük çoğunluğunun hazırlıksız yakalanmaları ve böyle bir durumda neler yapacakları konusunda düşünmedikleri için bu ani değişim karşısında refleks olarak ticari kaygıları ön tarafa almış ve çalışanları geri plana itmiş olmaları şeklindedir. Pandemi etkisiyle geride kalan yaklaşık 2 yıllık zaman içerisinde birçok yeni çalışan işe başlamış ama ofise gidememiştir. Sahada bulunmak zorunda olan çalışanlar ise risk alarak ofis ya da sahada çalışmaya devam etmiştir. Bazı sektörler aşırı küçülürken bilişim, e-ticaret ve lojistik gibi bazı sektörlere aşırı yüklenmeler olmuş bu sektörlerdeki çalışanlar fazla mesai nedeniyle mutsuz olmuşlardır. Şirket içerisindeki sanal toplantıların sürekli ve zamandan bağımsız yapılması çalışanları oldukça zorlamıştır. Uzaktan çalışmaya uygun olmayan ev ortamları da çalışanların motivasyonunu düşürmüştür. Sosyalleşme ihtiyacının giderilememesi tüm bu olumsuz durumlarının etkilerini daha da büyütmüştür.

“İyi çalışan seç, iyi para ver. Çünkü kötü çalışan sana pahalıya mal olur”

Mikrofonu kime uzatsam “En büyük yatırımı çalışanlarımıza yapıyoruz. Şu kadar mühendis, şu kadar beyaz yaka var” diye söylemlerde bulunuyorlar. Kriz benzeri ilk dalgada da bu sözde yatırım yapılan çalışanlar ve beyaz yaka ilk olarak işten çıkarılıyorlar. Buradan özellikle işveren, patronlar, CEO’lara neler demek istersiniz?

Bir canlı yaşamıyla ilgili bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığında savunma ya da tehlikeden hızla uzaklaşma refleksini gösterir. Her ne şekilde yaparsa yapsın mutlaka bir refleks gösterir. Tehlikenin nereden geleceğini önceden anlayabilirse kendisini zor durumdan kurtarma ihtimali artar. Tehlikenin nereden gelebileceğini anlayarak önceden hazırlık yaparsa zor durumdan kolayca kurtulur. Şirketlerin durumları da canlıların hayatta kalma refleksiyle benzerlikler gösterir. Kriz durumuyla baş başa kalan hazırlıksız bir şirket doğal olarak ayakta kalmak için çalışanlar için mutsuz durumları daha fazla oranda ortaya çıkaracaktır.  Adapte yeteneği yüksek, kriz durumlarına karşı hazırlıklı şirketler ise aksine tehdidi fırsata çevirip diğerlerinden bir adım öne geçeceklerdir. Düşmeyi bilen şirketler, ayağa kalkmayı da bileceklerdir. Yeni dönem hızlı ve çevik olma dönemidir. Yeni döneme uygun olmadıklarını düşündükleri çalışanlar için tepe yöneticiler birtakım tasarrufta bulunabilirler. Bunu anlayabiliriz. Fakat bu aynı zamanda demek oluyor ki çalışan seçiminde bazı yanlışlıklar yapılmış. Tepe yöneticiler öncelikle çalışan seçiminde çok titiz davranarak doğru yöntemlerle, doğru çalışanları işe almalılar. Bizim önerimiz yeni döneme uygun olmaları için çalışanlarına daha fazla yatırım yapmaları yönündedir. Bu soruya cevabımızı Vehbi Koç’un şu güzel cümlesiyle bitirebiliriz “İyi çalışan seç, iyi para ver. Çünkü kötü çalışan sana pahalıya mal olur.”

ÖZEL HABER

Ahmet Doğan-KOBİLIFE

Diğer Makaleler

İlginizi Çekebilir