Murat Özsoy yazdı: Stratejik Finansal Yönetim Nedir?

Bazı kavramlar vardır. Günlük hayatımızdaki konuşmalarımızda ve yazılarımızda daha vurgulu ifadelerde bulunmak gayesiyle sıklıkla kullanmayı tercih eder, karşımızdaki dinleyici ya da okuyucuyu etkilemek isteriz. Oldukça geniş anlam içeren, adına kitaplar yazılacak kadar önemli bu kavramlar, ne yazık ki bu sık kullanımlar neticesinde basitleşmeye ve sıradan bir hale gelmeye başlar. Asıl içeriği ve anlamı bir yıpranmaya tabi olur.  Stratejik finansal yönetim da maalesef günümüzde işte bu kapsama giren kavramlardan bir tanesi. O zaman bu kavrama hak ettiği değeri verebilmek için öncelikle bir tanımlama yaparak giriş yapmak uygun olacaktır diye düşündüm.

Stratejinin planlamadan farkı nedir?

Stratejiye ilişkin şöyle bir tanımlama yapacak olursak mümkün mertebe geniş bir kapsam yaratmış olabiliriz: Uzun dönemli hedefleri gerçekleştirebilmek yolunda sağlıklı öngörülerde bulunarak, karşımıza çıkacak engellere karşı argümanlar üretebilmek ve eldeki mevcut kaynakları en verimli şekilde doğru zamanda kullanabilmek için, önceden hazırlıklı olunacak şekilde tasarlanan aksiyon planlamalarının bütününe strateji diyebiliriz. Peki stratejinin planlamadan farkı nedir? Planlama; neyin, ne zaman, nasıl yapılması gerektiğini gösteren bir klavuzudur. Araştırma, analiz etme, hedefi belirleme, yol haritasını hazırlama ve uygulama gibi adımlardan oluşur. Hedefe ulaşıldığı zaman plan tamamlanmış olur. Ancak strateji bir bütündür. Içinde birçok planlama barındırır. Planlama, stratejiyi oluşturan unsurlardan bir tanesidir. Planlamanın da içinde bulunduğu bir çok unsur biraraya geldiğinde ortaya bir strateji çıkar.

İşletmelerin ömrü süresizdir

İşletmelerde belirli bir süre için kurulmazlar. Genel kabul görmüş temel muhasebe ilkeleri içerisinde yer alan dönemsellik kavramına göre işletmelerin ömrü süresizdir. İlaveten, ticari işletmelerin ana kuruluş gayeleri de kar elde etmektir. Kar olduğu müddetçe bir işletme yaşar. İnsan için oksijen neyse bir işletme için de kar odur. Dolayısıyla geldiğimiz noktada şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Bir işletmenin yaşamını sürdürebilmesi için finansal yönetim olmazsa olmaz bir koşuldur. Bu finansal yönetimini de kurulduğu anda planlamış olmalıdır. Değişken ekonomik durumlara ayak uydurabilmek için zamanında doğru manevralar yapabilmesi için de işletmenin finansal planlamalarını belirlenmiş bir strateji çerçevesinde yürütmesi gereklidir.

Nakit akışı

Stratejik finansal yönetim özellikle kovid-19 salgını öncesindeki dünyamıza kıyasla, her şeyin değiştiği şimdiki hayatlarımızda çok daha önemli hale geldi. Kovid-19 salgını eski düzende yer alan bir çok şeyi elimizden aldı. Geleceği daha öngörülebilir hale getirmek için karşılaşılabilecek olası durumlara karşı belirli stratejiler dahilinde alternatif senaryolar üreterek hazırlıklı olabilen şirketler bu günleri az hasarla atlabilecekler.  Ancak bunu yapmak yerine durumu kabullenen şirketler ise maalesef hatıralarda yer almaya mahkum kalacaklar. Biraz daha somut hale getirmeye çalışayım. Pandemi kaynaklı olarak küresel çapta problemlerin yaşandığı ortamda elbette ki finansal öngörülerde bulunmak çok zor. Ancak birtakım senaryolar üreterek bunlar karşısında ne gibi hamleler yapılacağını oluşturmak ise nispeten daha kolay. Peki finansal yönetimi bir stratejiye oturtmak için neyi baz alacağız ? İşletmeye dair hangi mali verileri baz alarak üzerine stratejiler bina edeceğiz? Asıl kritik soru bence bu. Bu sorunun yanıtını vermek için ilk akla gelen mali veriler klasik şekilde bilanço ve gelir tabloları olabilir.

Biz Finansal Danışmanlık olarak bu konuda farklı düşünüyoruz

Ancak; Biz Finansal Danışmanlık olarak biz bu konuda biraz farklı düşünüyoruz. Bizim için asıl önemli olan ve belki de tek önemli olan takip edilmesi şey vardır. O da nakit akışı. Nakit akışı, işletmenin rutin faaliyetlerinin yanısıra yatırım faaliyetleri ve finansman faaliyetleri başlığı altındaki hareketleri, yani basit anlamda “nakit girişlerini” ve “nakit çıkışlarını” gösteren bi tablodur. En önemli özelliği, diğer mali tablolarda olduğu gibi “tahakkuk esasına” göre çalışmaz. Reel anlamda işletmenin elindeki kaynaklarını ve bunların hangi kullanım alanlarına harcandığını gösterir. İşletmenin nakit pozisyonuna dair gerçek durumu bir bakışta görme imkanı sağlar. Bu özelliği ile nakit akışı, işletmeler için belki de en önemli kılavuzdur diye iddialı bir cümle de kurabiliriz. Ancak bu kılavuzu oluşturmak pek kolay değildir. Çünkü işletmelerin anlık nakit girişlerini ve çıkışlarını takip etmek; odaklanma gerektirir. Ayrıca hangi hareketlerin nakit girişi yarattığını ve hangi hareketlerin nakit çıkışı yarattığını da iyi tespit etmek gereklidir. Nakit akış tablosu, iş işten geçmeden işletmeye dair önemli bir alarm mekanizması görevi görür. Mizan, bilanço ve gelir tablosu gibi dönemsel mali veriler hazırlanana kadar olan süreçte nakit akışını düzenli takip eden işletmeler finansman giderlerine çok daha fazla hakim olurlar ve giderleri içerisinde de kısıntıya gitmeleri gereken kalemleri çok daha önce farkederler. Gelir tablosunda bulunan ciro rakamına bakmak, -özellikle vadeli alım satım yapan bir firmanın- gerçek performansını anlamaya yetmez. Nakit akışını takip eden işletmeler gerçeklere hakim olurlar. İlaveten senaryo analizleri yaparak nakit girdi ve çıktılarına dair tahminlerde bulunarak önümüzdeki dönem içerisinde işletmenin nasıl bir durumda olacağına dair hesaplara hakim olurlar. Yılın hangi döneminde satışların ne kadarlık bir hacme, nasıl bir fiyatlama ve karlılık politikasıyla ulaşması gerekiyor? Yıl içerisinde yüklü geri ödemelerin yaşanacağı dönemler ne zaman? Bu dönemlere bugünden hazırlıklar yapıldı mı? Ara malı, hammadde alımları toplu şekilde yapılmalı mı yoksa yıl içerisinde belli dönemlere mi yayılmalı? Yeni iş sahası açmak ya da yatırım yapmak gibi planlar varsa bunun için en doğru vakit ne zaman? Kredi kullanarak dış finansman kaynağı sağlamak için doğru vakit ne zaman olmalı? Bu finansal kaynak işletmenin muhtemel nakit girdi ve çıktıları ile paralel olacak şekilde nasıl bir ödeme planı dahilinde olmalı? gibi daha birçok soruyu listelemek mümkün.

Finansal yönetiminizi belirli bir strateji dahilinde oluşturun

Toparlayacak olursam şöyle özetleyebilirim. Küçük, orta ya da büyük hangi ölçekte bir şirket olursanız olun hiç farketmez mutlaka finansal yönetiminizi belirli bir strateji dahilinde oluşturun. Bu stratejiye neyi baz alacağınızı iyi bilin. Rekabette fark yaratmanın, zor dönemlerde daha öne çıkarıcı olduğunu hepimiz biliyoruz. Eminim ki şu anda işleri zorda olan birçok işletme sahibi geçmişi düşünerek “Keşke şöyle yapsaydım daha iyi olurdu” diyor. Bundan sonrasında, keşke ile başlayan cümleleri söymemek için hemen bugünden, yan iş olarak el yordamıyla değil, bizzat odaklanarak finansal stratejinizi oluşturmaya başlayın. Herşeyi sil baştan yeniden yazıp çizmek gerekse bile buna değer.

Murat Özsoy-Biz Finansal Danışmanlık

ÖZEL HABER

Ahmet Doğan-KOBİLIFE

Diğer Makaleler

İlginizi Çekebilir